Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


HOŞ GELDİNİZ
 
AnasayfaKONYA-EREĞLİLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» Kayıp uzman çavuşun evinde bekleyiş sürüyor
BİR KARABASAN OLAYI Icon_minitimetarafından !Hayalet! C.tesi Ekim 04, 2008 6:21 pm

» Hain saldırı nasıl gerçekleşti?
BİR KARABASAN OLAYI Icon_minitimetarafından !Hayalet! C.tesi Ekim 04, 2008 6:19 pm

» Şehit askerin vasiyeti
BİR KARABASAN OLAYI Icon_minitimetarafından !Hayalet! C.tesi Ekim 04, 2008 6:17 pm

» GAZİLERİMİZE VE ŞEHİT AİLELERİMİZE İFTAR YEMEĞİ 22.09.2008
BİR KARABASAN OLAYI Icon_minitimetarafından YÖNETİM Ptsi Eyl. 22, 2008 1:29 pm

SAAT



More Cool Stuff At POQbum.com

DÖVİZLER
Anket

 

 BİR KARABASAN OLAYI

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
By_Kirpi
Site Üyesi
Site Üyesi



Mesaj Sayısı : 33
Yaş : 28
Nerden : konya
Kayıt tarihi : 30/08/08

BİR KARABASAN OLAYI Empty
MesajKonu: BİR KARABASAN OLAYI   BİR KARABASAN OLAYI Icon_minitimePaz Ağus. 31, 2008 5:18 pm

İlk ne zaman başladığını net olarak hatırlayamıyordu, ama bildiği birşey vardı; uzun süredir üstünden gitmeyen bir belayla baş etmesi gerekiyordu

Her akşam yatağına yatıp, uykuya daldığı zaman gördüğü kabusların ardından ya da, yalın bir şekilde üstüne çullanıyorlardı

Mücadele edebilmek gerçekten zordu

Ne ettiği dualar, ne de yaptığı meditasyonlar işe yaramıştı

Sürekli devam ediyordu karabasanlar

Kara bir gölge gibi üstüne çullanıp, onu nefessiz, hareketsiz bırakıyorlardı

Geceleri uyumak artık işkenceden farksızdı

Hatta bir ara gece uykularından vazgeçip, gündüzleri uyumaya çalışmış ama gerek çevre şartları, gerekse kendi alışkanlıkları buna engel olmuştu

Çocukluk, ergenlik dönemi, okul bitimi derken yıllar akıp geçti

Adeta şiddetli bir hortum gibi, tüm hayatını içine çekip, mahvediyordu Geriye yalnızca yıkıntıları bırakıyordu ve o yıkıntıların geri dönüşü yoktu artık

Ve askerlik hayatı da buna dahil oldu

Zaten bizim hikayemiz de buraya odaklı

Kahramanımız soğuk bir kasım gecesinde, koğuşun karanlığına uyandı sessizce

Kalbinde buz gibi bir korku

Neden bu denli korkmuştu ki?

Herhangi bir kabus hatırlayamıyordu

Sadece yoğun bir karabasandan çıkmıştı yine

Üşüdüğünü hissetti, aynı zamanda tuvalete gitmesi gerekiyordu

Ranzanın sol tarafından kalktı, kapıya doğru gitti, aydınlık koridora çıktı

Gözlerini pek açamıyordu, herhalde gece yarısı olmalıydı

Saatine baktı hiçbirşey gözükmüyordu Rakamlar, akrep, yelkovan hepsi de kaybolmuştu

Bu duruma aldırmadan, tuvaletlerin ve duşların bulunduğu bölüme ilerledi

Tepesindeki floresan giderken ona göz kırpıyordu

Tedirginliği hiç geçmemişti ve ilginç olan giderek artmasıydı

Tuvaletlerin olduğu tarafa girdi

Pisuvara çişini yaparken kendini çok garip hissetti Sanki birileri onu sürekli gözetliyordu!

Başını hafifçe arkaya doğru çevirdi kimsenin olmadığını gördü

İşini bitirip, hızlı adımlarla döndü ve karanlık koğuşa girdi

Yatağına tekrar uzandı ama huzursuzdu

Belki de üşüdüğü içindi tabii ya! yorganı yoktu!

Uzandı yerden aldı, almasına ama içindeki ses konuşmaya başlamasaydı daha iyi olacaktı!

''Hiç kendini kandırmaya çalışma, eksiklik yorganın değil, eksik olan şey koğuşta!

Her nasılsa bunun doğru olduğunu biliyordu

Çok geçmeden sorunun ne olduğunu buldu

Koğuş gereğinden fazla sessizdi

Küçük bir horultu ya da kesik kesik bir mırıldanma, hatta nefes alıp verme dahi yoktu

İyiden iyiye korkusu artmıştı

Etrafına bakındı, karanlıkta görebildiği kadarıyla, hiç kimse kımıldayıp, en küçük bir hareket yapmıyordu

Bir anda kendini, bir hastanenin morgunda hayal etti ölülerin içinde

Olamazdı böyle birşey! imkansızdı! gerşek üstüydü!

Cesaretini toplayıp, yatağından tekrar kalktı

Yatağın hafif gıcırtısı sessizliği böldü ama hepsi o kadar

Ah tabii, bir de kalbinin gümbürtüsünü duyuyordu

Yanında yatanları izledi, iteledi tepki yoktu

Ve buz gibiydiler

Karşı tarafa gitti, bütün arkadaşlarını teker teker yokladı, fakat gece yarısı iştimasında bir tane bile sağ asker yoktu!

''Yemek zehirlenmesi'' dedi mantğı

''O zaman sen de ölürdün, aynı yemeği sen de yedin'' dedi içindeki diğer ses

''Saçma!'' dedi kendi kendine

Ama gerçek ortadaydı

Birden bazı fısıltılar duymaya başladı

İlk başta çok düşük ama sonradan artmaya başlayan, uğursuz, ürkütücü ve anlamsız sözler

Bir yerde okumuştu, bu konuyla alakalı neydi o yazı?

''Ölüler aralarında konuşurlar'' dedi içindeki lanet ses

Öylece karanlıkta dona kalmış bir vaziyette giderek artan fısıltıları dinlerken, ani bir dehşetle irkildi

Ona dehşet veren şeyin ne olduğunu anlaması pek geç olmadı

Arkasında hızlı bir ışık gibi çakan birşey ve soğuk bir elin sırtına dokunması

O el üstüne yorganı örtüyordu

Koğuş nöbetçisiydi, ranzanın sol tarafından aldığı yorganı örtmekle meşguldü

Karanlıkta belli belirsiz gülümsüyordu ama insanın hoşuna gitmeyen bir gülümsemeydi

Etrafına bakındı ve herkesin mışıl mışıl uyuduğun gördü

Neyse ki bütün bunlar sadece rüyaydı

Öyle olduğuna tüm benliğiyle inanıp, uykuya daldı tekrar

Ertesi gün herşey güzeldi, ta ki bir önceki akşam nöbet tutan arkadışıyla tekrar karşılaşıncaya kadar

Arkadaşı, onu tuvalete giderken görmüştü hatta koğuştan çıktıktan sonra saatine baktığını bile söyledi

Artık rüyanın ne kadarına inanıp, ne kadarına inanmayacağını kestiremedi

Yalnızca bildiği birşey vardı

O da yorucu hayatının ona kattığı tecrübelerin sonucu, karabasanların artacağını artık biliyordu

Ve arttı da.....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
BİR KARABASAN OLAYI
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: EĞLENCE BÖLÜMÜ! :: KORKU HİKAYELERİ-
Buraya geçin: